Değersiz Kadınlar, Çocuk Kalan Kocaman Adamlar
Kadınların değersizlik duygusuyla iyice yoğrularak
yetiştirildiği, erkeklerin birey olamayıp, büyümemiş çocuklar olarak
yetiştirildikleri bir coğrafyadayız.
Kadınlarımız değersiz olduklarına daha çocukluktan
inandırıldıkları için yetişkin olduklarında da çok uzun yıllar kendilerini
değerli göremiyorlar. Kadınlarımızın maalesef pek çoğu mutlu olmadığı bir
evliliği onlara göre mecburiyetten devam ettiriyorlar. Eşlerinin çocukken
çeşitli yollarla onlara kendilerine yaptığı her türlü baskı, horlanma,
aşağılanma, hatta fiziksel şiddete ses çıkaramıyorlar. Çünkü çocukken onlara
“sen değersizsin”, “sen yapamazsın”
dendi. Maalesef başımda erkek olsun yeter ki diyen kadınlarımız da var. Sakın
yanlış anlaşılmasın, burada kimseyi kınamıyorum. Daha küçücükken öğle
öğrendiler, başka ne yapabilirler ki? Çok azı silkelenip kendine geliyor ve
hayatına sahip çıkmaya çalışıyor. Ne var
ki, değerli olduğunun farkına varanlar ise aynı zamanda eşlerinin de birer
yetişkin çocuk olduğunun farkına varıyorlar. Evlilikler çıkmaz sokaklarda,
mutluluklar kilitli kapıların arkasında kalıyor. Yeniden başlamaya cesaret edebilense çok az.
Yetişkin bir birey olamamış erkeklere gelince, sürekli
etrafından ve en çok da eşlerinden beklenti içinde oluyorlar. Bununla birlikte çocukluğunda
kadının değersizliği de düşüncelerine yerleştirilmişse, o zaman erkek kadının
sahibi görüyor kendini. Tabi kendine güveni de yerleşmiş olmuyor, kendine
güvenmediği için karısına, sevgilisine de güvenmiyor… böylece çorap söküğü gibi
gerisi geliyor. Kadına şiddet mi dersiniz, kadın cinayetleri mi dersiniz.
Ancak benim burada bahsedeceğim kadının değerli olduğu
görüşünde olan, kadına şiddette son derece karşı olan büyümemiş erkekler.
Sürekli, eşlerinin kendileri için bir şeyler yapmasını beklerler. Ev içinde
sorumluluk almayı sevmezler. Hep çok çalışmış olurlar, yorgun olurlar vb, yeter
ki evde herhangi bir şeyle ilgilenmek zorunda kalmasınlar. Ve çocukluk ve
gençliklerinde anneleri tarafından her şeyin önlerine hazır gelmesine öylesine
alıştırılmışlardır ki, eşlerinden de aslında biraz annelik beklerler.
Düşünmezler ki anne karşılıksız verendir, ve yetişkin, değerli olduğunun
bilincinde olan hiçbir kadın daima karşılıksız veren olmayı kabul etmez,
evlilikte denge olmak zorundadır.
Büyümemiş erkeklerimiz, beklentilerinin karşılanmasıyla
sevilmeyi ve sevmeyi eş tutuyorlar. Eğer karısı beklentisini yerine getiriyorsa
kendisini sevdiğini, sevildiğine kanaat getirince de sevdiğini düşünüyor. Peki
oldu ya kadın bir gün “yeter artık, büyü” dedi, “evde kendi sorumluluklarını al
artık” dedi, “yetişkin bir birey ol” dedi, ya o zaman ne oluyor? Büyümemiş
erkeğimizin çocukça ve bencilce sevgi mantığı işlemeye başlıyor “ karım beklentimi
yerine getirmiyor= beni sevmiyor= ben onu sevmiyorum” Böyle bir kısır döngü
sürüp gidiyor ta ki kadının sabrı bitene ya da değerli olduğunun farkına varana
kadar veya erkeğimiz büyümeyi kabul edip sorumluluklarını üstlenene kadar.
Biliyor musunuz ütülü gömleği olduğunda eşine “canım karım”
deyip, eresi gün ütülü gömleği yoksa anlaşılmadığından, sevilmediğinden ve
hatta boşanmaktan bahseden kocalar olduğunu. Ve görüyoruz ki evliğin oturduğu
temel erkek için “sevgi=ütülü gömlek” ötesine geçememiş. Hayat erkadaşı kavramı ise zaten hiç ortaya
çıkamamış.
Evlilikte hem kadın, hem erkek kendi sorumluluğunu taşımak
zorunda. Evli olmak demek kendi sorumluluklarını karşındakine yüklemek demek
değil. Evlilik ortak paylaşımların olduğu, her iki tarafın da kendi olarak oluşturdukları
ortak bir yaşamdır. Ancak günümüzde eşler arasında bitmek bilmeyen bir
beklentiler yumağı olduğu için, beklemekten mutlu olmayı unutuyorlar.
Esra
Eray
Spiritüel Yaşam Koçu & Nefes Koçu & Reiki Grand Master/Teacher & Akaşa & Kişisel Gelişim Danışmanı & Şifa Terapisti & İnsan Kaynakları Uzmanı
İşiniz su gibi rast gitsin, yolunuz su gibi aksın, hayatınız su gibi ferah olsun, ışığınız bol olsun
Spiritüel Yaşam Koçu & Nefes Koçu & Reiki Grand Master/Teacher & Akaşa & Kişisel Gelişim Danışmanı & Şifa Terapisti & İnsan Kaynakları Uzmanı
İşiniz su gibi rast gitsin, yolunuz su gibi aksın, hayatınız su gibi ferah olsun, ışığınız bol olsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder